5 Haziran 2014 Perşembe


         

        Andrew Niccol tarafından yazılan ve Peter Weir'ın yönettiği 1998 yapımı bir filmdir. Bence filmlerde önemli unsur yapımcısı ve baş rol oyuncudur bu yüzden bir filmi iyi anlamak için ilk önce bu iki unsuru tanımak gerekir.Yapımcı hakkında pek bir bilgi yok fakat herkesin komedi filmlerinde tanıdığı Jim Carrey bu filmde alışagelenin dışına çıkmıştır fakat buna rağmen bu filmdeki rolunde çok gerçekçi ve samimi.
   Filmin konusu gerçekten çok dikkat çekici.Filmi sadece izlemek için değilde anlamak için izleyince düşündürecek birçok şey var.Benim ve önerisini aldığım hocamın düşüncelerinin analizini kısaca anlatmak istiyorum.İlk önce filmi önyargısız izleyin çünkü bazı din dışı gibi görülen şeylerden birçok ders çıkarılabiliyor.Filmi izleyince Allah'ın(c.c)  bizi her zaman ne yaptığımızı bilmesi akıllara gelebilir ki benimde aklıma ilk bu geldi.Fakat sonra hocamın düşüncelerini dinleyince kısmen değişti.Teknolojinin baskın geldiği şuan ki durumumuzla Truman'ın durumu aynı gibi.Biz fark etmesekte vermeye çalışan bir kaynak var.Bu kaynak teknolojinin bize olan üstünlüğüdür ve bizi mankurtlaştırmaya çalışır.Her zaman bize verdiği mesajlarla zorunlu bir yön vermeye çalışır.Bu bir kelepçedir anahtarı ise iradedir.Ne zaman kendimiz düşünmeye çalışırsak irade sahibi oluruz.Bu kaynak bizi iradeden kopartıp tek tipleşmeye götürmektedir.Filmde Allah'ı (c.c) düşünürsek bazı pürüzler çıkabiliyor çünkü bahsedilen sualsız bir zorunlu yönlendirme fakat hayatta böyle değil çünkü Allah(c.c) bize imtihan verirken,seçme hakkını bize veriyor.Düşüncelerimin doğru anlaşılmasını umuyorum ve sadece filmden bunlar çıkarılamaz,birçok yere çekilebilir belkide.Truman ile hayatı ve kendinizi sorgulayacaksınız.


(Günaydın!.Ve olurda sizi göremezsem iyi günler,iyi akşamlar ve iyi geceler.)

Yâren K.




                                                        

1 Ocak 2014 Çarşamba

Türklerdeki Kıskanılan Cesaret Geni


Yüzyıllardan beri Türklerin savaşçı yapısı,inancı,cesareti ve ahlakı yabancıların dikkati çekmiştir.Hatta bazıları bu yönlerimizden dolayı Türklerden nefret etmiştir.

Fransız Filozof Voltaire'nın II. Katerina’ya yazdığı yazı  : “Yüce majesteleri, Türkleri öldürerek bana yeniden hayat veriyorsunuz. Siz Avrupa’nın gücünü aldınız. Türk dilini ve onu konuşanları Avrupa’dan sürmek gerek… İnsanlığın iki büyük baş belası var: Birincisi veba, ikincisi Türkler… 

Sevmedikleri ve menfaatlerine uymayan bu özelliklerimizi unutturmak köreltmek için bizler uyurken birçok çalışmalar yapıyorlar.İç karışıklıklarla bizi birbirimize düşürmeye,müziklerle bilinçaltımızı doldurmaya,ahlakımızı ve imanımızı elimizden almak için uğraştıkları açıkça ortada.Peki genlerimizle bizim yapımızı değiştirmeye çalıştıklarını kim biliyor?Yakın tarihte Amerika'da tedavi gören Oktar Babuna için yapılan kan kampanyasının nedeni sonradan anlaşılmıştır(http://gercekoktarbabuna.blogspot.com/).Bütün Türkiye bu kampanya için ön ayak olmuş ve birçok kan örnekleri Amerika'ya gönderilmiştir.Bunun bir dolandırıcılık olduğunu anladığımızda kanları istesekte geri alamadık.Adnan Oktar bir programında kanlarını isteyenlere gülmüştür.Bunun nedeni ya bizim düşmanlarımızda ittifak halinde olduğundan insanların bu fikrini çürütmek ya da aklını kullanamadığının bir kanıtıdır.O kanların toplanıp geri verilmeme nedeni bizim genlerimizi çözmek içindir.Atalarımızdan beri aktarılan cesaret ruhunu bulmak onların bu ruha karşılık bir silah oluşturmalarını sağlayacaktır(http://pomaknews.com/?p=7620).Bizdeki bu cesaret genini bulan düşmanlarımız bunu öldürmek için savaş silahları yetersiz kaldığından gıda silahlarını oluşturmuşlardır.Marketten aldığımız herhangi bir şeyin bu genimizin yapısını bozmadığını nereden biliyoruz?Artık internette veya belirli yerlerde satış yapılan helal markalardan almak en uygunudur.Türkler artık uyanmalı ve yapılan bu tuzaklara göz yummamalıdır.

Allah islamiyetin ordusu olarak bizi müzaffer kılmıştır.Hadiste geçen İstanbul'un fethine,komutanına ve askerine sahip olma şerefine nail olan bizim burayı fethetmemizin bir nedeni ve sorumluluğu vardır.Gittikçe önemini yitiren İstanbul üçüncü manevi fethini beklemekte...


Yâren K.