Andrew Niccol tarafından yazılan ve Peter Weir'ın yönettiği 1998 yapımı bir filmdir. Bence filmlerde önemli unsur yapımcısı ve baş rol oyuncudur bu yüzden bir filmi iyi anlamak için ilk önce bu iki unsuru tanımak gerekir.Yapımcı hakkında pek bir bilgi yok fakat herkesin komedi filmlerinde tanıdığı Jim Carrey bu filmde alışagelenin dışına çıkmıştır fakat buna rağmen bu filmdeki rolunde çok gerçekçi ve samimi.
Filmin konusu gerçekten çok dikkat çekici.Filmi sadece izlemek için değilde anlamak için izleyince düşündürecek birçok şey var.Benim ve önerisini aldığım hocamın düşüncelerinin analizini kısaca anlatmak istiyorum.İlk önce filmi önyargısız izleyin çünkü bazı din dışı gibi görülen şeylerden birçok ders çıkarılabiliyor.Filmi izleyince Allah'ın(c.c) bizi her zaman ne yaptığımızı bilmesi akıllara gelebilir ki benimde aklıma ilk bu geldi.Fakat sonra hocamın düşüncelerini dinleyince kısmen değişti.Teknolojinin baskın geldiği şuan ki durumumuzla Truman'ın durumu aynı gibi.Biz fark etmesekte vermeye çalışan bir kaynak var.Bu kaynak teknolojinin bize olan üstünlüğüdür ve bizi mankurtlaştırmaya çalışır.Her zaman bize verdiği mesajlarla zorunlu bir yön vermeye çalışır.Bu bir kelepçedir anahtarı ise iradedir.Ne zaman kendimiz düşünmeye çalışırsak irade sahibi oluruz.Bu kaynak bizi iradeden kopartıp tek tipleşmeye götürmektedir.Filmde Allah'ı (c.c) düşünürsek bazı pürüzler çıkabiliyor çünkü bahsedilen sualsız bir zorunlu yönlendirme fakat hayatta böyle değil çünkü Allah(c.c) bize imtihan verirken,seçme hakkını bize veriyor.Düşüncelerimin doğru anlaşılmasını umuyorum ve sadece filmden bunlar çıkarılamaz,birçok yere çekilebilir belkide.Truman ile hayatı ve kendinizi sorgulayacaksınız.
(Günaydın!.Ve olurda sizi göremezsem iyi günler,iyi akşamlar ve iyi geceler.)