11 Eylül 2013 Çarşamba

Meşhur Anne Terlikleri



     Müslüman Karim de Türkler gibi annesinden terlik yemiş.İzlediğinize pişman olmayacaksınız.Gerçekten klipe çok iyi uydurmuş.Başka videolarını da öneriririm.İyi Seyirler Dinlemeler :)

8 Eylül 2013 Pazar

New York'ta İslam



  Biz hep kendi aynamızdan bakıyoruz kendimize,bu seferde başkalarının aynasından bakalım kendimize.Onlar bizim hakkımızda önyargılı ve yanlış düşünceler taşırken boş durmak sadece aynadan olanları izlemek günah gibi geliyor.Bu yüzden amacım birçok lisan bilip insanların İslama olan görüşlerini önyargılarını yıkacağım.Belki Müslüman bile oldurabilirim.Bir insanı Hakk yolunda doğrulttuğumu düşününce bile mutlu oluyorum.Cenneti geçtim,Allah'a kendimi daha yakın hissetmem bile yetiyor Müslümanlığı yayma isteğime.Allah herkese bu duyguyu nasip eder inşallah.Videonun sonundaki yazıyı kendi seviyemce çevirmeye çalıştım.İnşallah faydalı olur ne kadar Google translate'e benzesede.Vesselam...



These were all real people not actors and unscripted.I pushed to see how far they would go,yet most stayed their ground and defended Muslims,it made be happy.

To everyone out there,on behalf of all true Muslims,I would like to say we love all of you.We respect you and we would never hurt you.

Islam is peace.

Click the video below to see how they react when I reveal to them that I am Muslim.Thanks for watching.
Bunların hepsi gerçek insanlar aktör değiller ve önceden yazılmamış.Ben nasıl ileri gidebileceğimi görmek için çaba gösterdim,fakat birçok yer daha var.Müslümanları savunmak beni beni mutlu etti.
Oradaki herkese gerçek Müslümanlar adına hepinizi sevdiğimizi söylemek istiyorum.Biz size saygı gösteriyoruz ve asla size zarar vermek istemiyoruz.
İslam barıştır.
Müslüman olduğumu onlara belli ettiğimde onların nasıl tepki verdiğini görmek için aşağıdaki videoyu tıklayın.
İzlediğiniz için teşekkürler :)


4 Eylül 2013 Çarşamba

Adem'den Aleme Açılan Kapı

  yunus terapi ile ilgili görsel sonucu
 Yunus Emre'nin düşünce dünyasında insana verilen değer çok büyüktür.''Adem alem içinde,alem de adem içinde'' diyor.Yani Adem bütün alemin özelliklerini içinde taşıyor.Bir insanı öldürmenin alemi öldürmek gibi olduğuyla ilgili ilahı buyruğun nedenlerinden biri budur.

  Kuantum fiziği de küçük büyük diye bir şey yoktur,her şey bütüne etki eder.Kuantumun en güzel örneği hologramdır.Hologramdan koparılan küçük bir parça bütünü temsil eder.Bütünün özellikleri onun içinde kayıtlıdır.İnsan da öz olarak içinde bütün evreni taşır.O halde bize sıradan görünen bir insan bile değerlidir.Bir insanı siyahi diye ya da benim gibi düşünmüyor diye değersiz düşünmek hologramik evren bakışına ters düşer.

  Bu noktada insanların aklına ''Gayriahlaki tavırlar içinde olan insanlara da saygı mı duyacağız?'' diye bir soru gelebilir.''Elmas çamura da düşse de elmastır.'' cümlesi ile cevap verebiliriz bu soruya.Müslümanlar için cehennem o arınma sürecinin adıdır.İnsan cevherinin frekansı bozarsa cevherlikten çıkabilir.Cevheri bozmak ta varoluş anlamından korkmaktır.

  Hz.Ali'nin güzel bir sözü vardır:''Mümin olanlar bizim dinde kardeşimizdir,mümin olmayanlar ise insanlıkta.''Buradan insanlık bağının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.Yunus Emre de benzer şekilde ''Yetmiş iki milleti bir görmeyen velide olsa Hakk katında asidir.'' diyor.Zaten o dönermde Anadolu'da hidayet hareketleri kardeşlik üzerinden yapılıyor ve insanlar topluluklar halinde Müslüman oluyorlar.

Kaynak:Yunus Terapi-Nevzat Tarhan

Elem Ve Hüzün Değil Ümit

  
  13.yüzyıl Anadolu çeşitli işgaller altındaydı.Buı çağda da bizler modernizmin işgalı altındayız.Yaşanan kaosla birçok değer yıkılıyor.Bencillik ve çıkarcılık ön plana çıkıyor.Güçlü zayıfı eziyor.Birçok ahlaki standart kaydedilmiş durumda.Cinsellik ve para kutsanıyor.Aslına bakarsanız 17.yüzyıldan itibaren insanlık bir değerler değişim sürecinden geçiyor.Beraberinde toplumsal çözünmeyi getiren bir süreç bu.

    On sene öncesine göre cinsel suçların görünme sıklığında korkunç bir artış yaşanıyor.Sadece medyaya yansıyan aile içi şiddet olayları bile gidişatı ortaya koymaya yetiyor.Ruh sağlığı profesyonelleri olarak elimizdeki istatistiklere baktığımızda büyük şaşkınlık yaşıyoruz.Gün geçmiyor ki aile içi şiddet olaylarında kadınlar öldürülmesin gelinen nokta ve doğrudan toplumsal değerlerin çürümesiyle ilintiliç.

   O halde bu erozyona karşı insan sevgisini öne çıkaran anlayışını yeniden hayatın merkezine taşımanın tam zamanı.Onun ortaya koyduğu değer sadece insan sevgisi değil buna eşlik eden Allah inancı ve ümitvar olma duygusuda Yunus'un düşünce sisteminin kurucu unsurları olarak görülebilir.

Devamı Yunus Terapi-Nevzat Tarhan'da...

13 Ağustos 2013 Salı

Liderlerin İlginç Okuma Tutkuları

barış manço ile ilgili görsel sonucu
  Herkes Barış Manço'yu yılda 500.000 km yol alan bir seyyah olarak bilir.Ama o seyahatlerine verdiği önemi kitaplara da verirdi.Kütüphanesi binlerce kitapla doluydu.

maksim gorki ile ilgili görsel sonucu
 Dünya çapında ünlü bir yazar olan Maksim Gorki bir fırında çırak olarak çalıştığı yıllarda,Tolstoy'un bir eserini okurken adeta kendinden geçmişti.Bir ara havaya kaldırdığı kitaba uzun uzun baktı ve şunları söyledi:''Kağıdın içinde sihirli bir şey mi var acaba?''
  Eserleri Avrupa'da asırlarca okutulan Endülüslü büyük filozof İbn-i Rüşd devamlı kitap okuyordu.Kitap okumadan geçen sadece iki gecesi vardı:Biri evlendiği,diğeri de babasının vefat ettiği gece.   (Heykel:İbn-i Rüşd'ün Córdoba, İspanya 'da bulunan heykeli.)


 Fatih Sultan Mehmet 'in  çocukluktan başlayan bir okuma tutkusu vardı.Arapça ve Farsça'nın yanı sıra Latince,Yunanca,,Slavca ve İbraniceyi de öğrenen Fatih Sultan Mehmet,bazen sabaha kadar okur,okuduklarını not alır,onlardan yararlanarak planlar yapardı.Fetih olayındaki en büyük pay da bu ''okuma sevdası''dır.
yavuz sultan selim ile ilgili görsel sonucu
   Yavuz Sultan Selim,bazı geceler sabahlara kadar kitap okurdu.Gündüzleri ise genellikle 7-8 saatini okumaya ayırırdı.Mısır seferine giderken beraberinde 3 katır yükü kitap götürmüştü.
   Yavuz Sultan Selim için şu söylenirdi:''Onun elinden kitap hiç eksilmezdi.Daima okurdu.Uykuya ve yemeğe rağbet etmezdi.Günde bir defa yemek yerdi.''
 Kaynak:Anlayarak Hızlı Okuma-A.Hakan Başaran



11 Ağustos 2013 Pazar

Fatih Sultan Mehmed'in Bosna Fermanı



Fatih Sultan Mehmed'in Bosna Fermanı


Ben Fatih Sultan Han, Bütün Dünyaya İlân Ediyorum Ki; Kendilerine Bu Padişah Fermanı Verilen Bosnalı Fransiskenler Himâyem Altındadır Ve Emrediyorum:

Hiç Kimse Ne Bu Adı Geçen İnsanları Ne De Onların Kiliselerini Rahatsız Etmesin Ve Zarar Vermesin. İmparatorluğumda Huzur İçerisinde Yaşasınlar Ve Bu Göçmen Durumuna Düşen İnsanlar Özgür Ve Güvenlik İçerisinde Yaşasınlar. Devletimdeki Tüm Memleketlere Dönüp Korkusuzca Kendi Manastirlarina Yerleşsinler.

Ne Padişahlık Eşrâfindan, Ne Vezirlerden Veya Memurlardan, Ne Hizmetkârlarımdan, Ne De  Üllkemin Vatandaşlarından Hiç Kimse Bu İnsanların Onurunu Kırmayacak Ve Onlara Zarar Vermeyecektir.

Hiç Kimse Bu İnsanların Hayatlarına, Mallarıa Ve Kiliselerine Saldırmasın, Hor Görmesin Veya Tehlikeye Atmasın. Hatta Bu İnsanlar Başka Ülkelerden Devletime Birisini Getirirse Onlar Da Aynı Haklara Sahiptir.

Bu Padişah Fermanını İlân Ederek Burada, Yerlerin, Göklerin Yaratıcısı Ve Efendisi Allah, Allah'in Elçisi Aziz Peygamberimiz Muhammed Ve 124 Bin Peygamber İle Kuşandığım Kılıç Adına Yemin Ediyorum Ki;

Emrime Uyarak Bana Sadık Kaldıkları Sürece Tebaamdan Hiç Kimse Bu Fermanda Yazılanların Aksini Yapmayacaktır.

28 Mayis 1463 Milodraz Dünya Fatihi, Haşmetli Ve Ulu Sultan'ın İmzalı Ve Parlayan Mühürlü Fermanıdır.

(Fatih'in Boşnakça yaptığı konuşmanın ardından 50 bin Boşnak Müslüman olmuştur.Böyle muhteşem bir tarihi ne güzelde koruyoruz değil mi!)

http://www.youtube.com/watch?v=R3Sgb6Mjs6M

17 Nisan 2013 Çarşamba

Hz.Aişe'ye İftira




  Âise 14-15 yaslarinda iken Benu Mustalik (Müreysi') gazâsina Resulullah'la beraber katildi. Gazâ dönüsü tuvalet için geride kalmasi yüzünden iftiraya ugradi; savasa ganimet için katilan münafiklar Hz. Âise'nin, gecikmesi sebebiyle, kâfilenin ardindan yaninda Ashabtan Safvan ile birlikte geldigini görünce bunu kötü sözlerle ve çirkin bir sekilde yorumladilar. Yolda bu dedikodulara bazi müslümanlar da karisinca Hz. Âise çok üzüldü; Medine'ye gelince hastalandi. iftira, dedikodu etrafa yayilmisti. Atesi yükselerek yataga düstü. Bu arada kendisini fazla aramayan Rasûlullah'tan izin isteyerek babasi Ebû Bekir'in evine gitti. Orada bir müddet kaldi; sabirla bekledi. Bu arada Rasûlullah diger hanimlarina ve sahâbeden en yakinlarina Âise'nin durumunun ne olabilecegini sordu. Hepsi de Hz. Âise'nin temiz ve suçsuz oldugunu söylediler; "Peygamberini fenaliklardan koruyan Cenâb-i Hak, size böyle bir seyi revâ görmez, sabreyleyin" dediler.

  Aradan bir ay gibi uzun bir zaman geçinceye kadar danismalarini sabirla sürdüren Resulullah, sonunda Hz. Ebû Bekir'in evine ugradi. Hz. Âise'yi, anne, babasi ve sahâbeden bir hanimla aglar buldu: "Ya Âise, senin için bana söyle söyle söylediler. Eger sen, dedikleri gibi degilsen; Allah'u Teâlâ yakinda senin dogrulugunu tasdik eder. Eger bir günah islediysen, tövbe ve istigfar eyle! Allah'u Teâlâ, günahina tövbe edenlerin tövbesini kabul eder. " buyurdular. Resulullah'in mübarek sesini isitince aglamayi kesen Hz. Âise babasina bakip cevap vermesini istedi. Hz. Ebû Bekir ve Âise'nin annesi böyle söylentilere ve dedikodu yapanlara sadece sasirdiklarini söylediler. Hz. Âise ise: "Allah'u Teâlâ'ya yemin ederim ki kulaginiza gelen lâflarin hepsi yalandir, iftiradir, Allah biliyor ki benim bir seyden haberim yoktur. Yapmadigim bir seye evet dedigimde kendime iftira etmis olurum. Sabretmek iyidir. Onlarin söyledigi sey için Allah'u Teâlâ'dan yardim bekliyorum." dedi. Günahsiz oldugundan, kalbinin temizligi ile ve kendinden emin olarak bekledi .
Bu sirada Hz. Peygamber (s.a.s.)'in yüzünde vahiy alâmetleri belirdi. Hz. Ebû Bekir, Resulullah'in basinin altina bir yastik koyup üzerine çarsaf örterek beklediler. Vahiy tamamlaninca Resulullah terlemis yüzünü örtünün altindan kaldirarak: "Müjdeler olsun sana ey Âise! Allah'u Teâlâ seni temize çikardi. Senin pak olduguna sahit oldu." deyip Kur'an'daki Nûr Suresinden, o an nazil olunan 10 ayeti okudu. Hz. Ebû Bekir hemen kalkip kizi Âise'yi basindan öptü, "Kalk, Resulullah'a tesekkür et." dedi. Kendisi için ayet inecegini aklindan geçirmeyen Âise saskinlik içinde: "Hayir kalkmam baba vallahi kalkmam. Allah'u Teâlâ'dan baskasina sükretmem. Çünkü Rabbim beni Ayet-i Kerîme ile methetti." dedi. Ama, çok sevindi. iftirada bulunanlar zamanla hakîr ve zelîl oldular.

16 Nisan 2013 Salı

Kitap Önerisi



            Herkesin okuması gereken bir kitap.Gençlerle Başbaşa demesine rağmen her yaştan kişinin okuması gereken bir hazine gibi bir şey.Hayatta yapılması,dikkat edilmesi gereken A'dan Z'ye en ayrıntı şeyler yazıyor.Kitap çok ince,dergi gibi.Çok zamanınızı almaz,fakat ömrünüzün sonuna kadar devam ettirirsiniz yazan şeyleri.Bende beynime yerleşsin diye panoma astım.Kitapdaki bana göre yapmam gereken ve önemli olan şeyler şunlar:
*Gençliğini eğlenmekle geçiren,ihtiyarlığını ağlamakla geçirir.
*Arkadaş olacağın kimsede arayacakların;çalışkanlık,dürüstlük ve iyilikseverlik.
*Namusluluk;insanın vicdanı ile başbaşa kaldığı zaman ona verecek utandırıcı hesabı olmamak demektir.
*Düşmanın yıldığı biricik silah iradedir.(Burada düşman tembellik,kötü arkadaş)
*İnsan zekası ve bilgisiyle değil ancak iradesiyle insandır.
*Tembellik ve parazitlik her türlü ahlaksızlığın anasıdır.
*Çalışmanın değeri miktarında değil,verimindedir.
*Çalışmayı sev.
*Uygun zamanı bekleme!Hergün her saat çalışman için en uygun zamandır.
*Uygun yer arama!Her yer her köşe çalışmanın en uygun olduğu yerdir.
*Erteleme!
*Bir zamanda yalnız tek bir iş,tek bir bölümü yap.
*İşini yarıda bırakma!Yarıda kalan iş,başlanmamış demektir.
*Başlamadan ne yapacağına karar ver.
*Çalışmada gereken şeyleri önceden düşün.
*Uyanık ol!
*Cömert ol!
*Kin tutma!
*Her zaman zihnini açık tut.(Bunu ben uydurdum :))
*Yapacağın işi en kısa,an temiz ve en kolay nasıl yapacağını araştır,düşün.
*Güçlüğü yenmeden bir adım bile gerileme.
*Yılgınlık maskeli bir tembelliktir.
*Çalışma sevgisi güçleri yenmekten doğar.
*Güçlüğü ilk önce parçala.Parçaları birer birer yenmeye çalış.
*Yorulursan işini değiştir,hızını yavaşlat.
*Çok düşün.
*Sonuca ve öğrendiğine bak.
*Sakin ve dayanıklı ol.
*Sindirerek çalış.
*Edebi,felsefi parçalar ezberle.
*15 sayfa sesli bir şey oku.
*Kitabı kapatıp ezberden özet halinde not et.
*Sözlerin,yazıların kısa,açık ve anlamlı olsun.
*Okuduğun beğendiğin bir fikirleri yazacağın dosyan olsun.
*Yazacaksan önceden yazılmış eserleri de oku.
*Dil bilgisinin asıl amacı,fikir zenginliğidir.
*Sinirliyken karar verme.
*Çok konuşma,dilini tut.
*Arkadan konuşma korkaklığın en iğrenç şeklidir.
*Kimsenin cahilliğini yüzüne vurma.
*Söz vermeden önce düşün,asla yalan söyleme.
*Olduğun gibi görün,göründüğün gibi ol.
*Beğenilen asıl güzellik,ahlak güzelliğidir.
*Dostluğunu kötü günde göster.(Yapmacık ve ciddiyetsizce değil tabikide)
*Yakın arkadaşlarınla bile şakaların zarif olsun.
*Kaba şakadan hayvan bile hoşlanmaz.
*Pişman olacağın işi başında düşün.
*Kusurlarını kendin gör.
*Başarılarınla gururlanma.
*Cesur ol.(gözü kapalı gösteriş için değil)
*Başkasının düşüncelerine saygılı ol.
*Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma.
*İyiliğe karşı iyilik adalettir.
*Sözlerin tatlı,tavırların zarif olsun.
*Üsttündekilere değil,altındakilere bak.
*Hak,doğruların yardımcısıdır.
*Mütevazı ol,kıymetlı ol.
*Kibirli insan sarımsak kokan ağız gibidir.

 Bunları yazarken fark ettim.Kitabın her yeri benim için önemliymiş.Zaten artık kitabı almanıza bile gerek kalmadı,çünkü özetini çıkardım sanırım.Eğer kitabı beğenirseniz insanlara tavsiye etmenizi tavsiye ederim.İnsanların gözünü açmakta bir çeşit iyiliktir bence.

İyi Akşamlar :)

24 Mart 2013 Pazar

Enteresan Bilgiler



Hindistanlilar kafalarini konusurken saga sola salladiklarinda bu memnuniyetbelirtisidir
Singapur`da sakız çiğnemek yasaktır.
Yine İtalya'da otel odanıza giren hırsızı dövmek suçtur.
İtalya'da Spagetti'ye makarna demek hakarettir.
İskoçya'da içkiyi geri çevirmek hakarettir.
Rusya'da taksi şoförleri ile akademik bir tartışmaya girmeyin. Çoğu üniversite eski öğretim üyesidir.
Sumatra'da küçük çocukların resmini çekmek yasaktır. Dişlerinin gelişmesini önler inancı hakimdir.
Panama'da çok güzelseniz size yüzde 20'ye varan indirim yaparlar.
Endonezya'da pazarlık sırasında satıcı parayı yere atarsa son fiyat anlamına gelir.
Bahama Adalarında çiçekli etek giymek koca arıyorum anlamına gelir.
Japonya'da çatal, kaşık yerine kullanılan Çubukları tabağa çapraz koymak hakarettir.
Tibet'te çay bardağını iki elinizle avuçlamazsanız saygısızlık etmiş olursunuz.
Endonezya'da küçük çocukların başını okşamayın, yoksa zekaları gelişmez.
Çin'de yere tükürmek serbesttir. Balgamın üzerine basmak yasaktır.
Kolombiya'da gece sakın kırmızı ışıkta durmayın. Soyulursunuz.
Hindistan'da sokakta tuvaletini yapanlara tepki göstermeyin. Yasaldır.
Moğolistan'da Islık çalmayın. Kötü ruhları davet etmiş olursunuz.
Japonya'da üç kişinin resmini çekmeyin. Şansınızı kapatır.
Şili'de lokantada ellerinizi karnınızın üzerine koyun. Yoksa servis yapmazlar.
Nepal'de ayak üzerinden atlamayın. Kötülüğü simgeler.
Yunanistan'da sakın Türk kahvesi istemeyin. Türk kahvesinin adı bu ülkede Yunan kahvesidir.

3 Mart 2013 Pazar

Batılılar Türkleri Niçin Sevmiyor



...Yahudi asıllı Alman iktisatçı Fritz Neumark'a üniversite öğrencileri''Hocam Avrupalılar bizi niçin sevmiyorlar?Müslüman isek,İslamiyet'i Arap ve Farslardan aldık.Bize duydukları kin kadar onlara kin duymuyorlar.''diye sorduklarında ünlü iktisatçı gülümseyerek:
  ''Siz olmasaydınız,İslamiyet Avrupalıların gitmek zahmetine katlanmadıkları Hicaz çöllerinin bazı bölümlerinde kalırdı.Siz olmasaydınız Anadolu ve Kuzey Afrika kesinlikle Avrupalıların olurdu.Tekrar ayağa kalktığınız gün Batı'nın tarihi yeniden yazılır.Ruhunuza kavuştuğunuz zaman Avrupa!nın durumu çok şüpheli hale gelir.''...

Kaynak:Ulu Çınarın Gölgesinde-İbrahim Refik

Biz Zengin Dilenciler


...Prof.Dr.Anna Masala...İtalyan bir doğu bilimci,uzun yıllar ülkemizde kalmış bir Mevlana ve Yunus Emre uzmanı...Bizi bizden daha iyi tanıyan biri olarak hakkımızda yaptığı şu anlamlı değerlendirmeye acı olsada hak vermemek elde değil:
 ''Siz Türkler,hazine sandığının üzerine oturup dilenen dilencilere benziyorsunuz.Oturmuşsunuz hazine sandığının üzerine,fakat neyin üstüne oturduğunuzun farkında olmadan açmışsınız ellerinizi Batı'ya dilencilik yapıyorsunuz.Oysa zahmet edip üzerine oturduğunuz sandığı açsanız,sizin kendi inançlarınızdan,kültürünüzden,geleneklerinizden kaynaklanan öyle muhteşem öyle zengin bir hazineniz var ki!''...

Kaynak:Ulu Çınarın Gölgesinde-İbrahim Refik

Kitap Önerisi


 Osmanlı'yı özletecek bir kitap.Benliğinizi hatırlatıyor.Anlatımı çok samimi.Her Türk gencinin bilmesi gereken bir çok şey var.Tarih sizi geleceğe hazırlar.

Tarih, milletlerin tarlasıdır. Her toplum, geçmişte bu tarlaya ne ekmişse, gelecekte onu biçer. Voltaire

20 Şubat 2013 Çarşamba

Genç Beyin



Genç Beyin’e bir ödül daha En çok okunan dergi seçildi!

2 yıl üstüste “Yılın Dergisi”, 28 Haziran 2008’de de “en iyi dergi” seçilen Genç Beyin’e bir ödül daha geldi. İstanbul’da anaokullarından liseye kadar eğitim faaliyeti sürdüren Ufuk Okulları 9 Mayıs 2009 günü düzenlediği programda yılın “en”lerini belirledi. Yılın en çok okunan kişisel gelişim dergisi olarak da Genç Beyin seçildi.

 Bence dört dörtlük bir dergi size kazandıran bir çok artısı var.Bilgiye aç insansanız bu degiyle kendinizi fazlasıyla doyurabilirsiniz :D

13 Şubat 2013 Çarşamba

Acı kahvenin bilinmeyen faydası!

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin en önemli içeceklerinin başında gelen “Mırra” (Acı kahve) çok sayıda faydasının yanı sıra dikkat toplamada da etkili oluyor.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin en önemli içeceklerinin başında gelen “Mırra” (Acı kahve) çok sayıda faydasının yanı sıra dikkat toplamada da etkili oluyor.

Harran Üniversitesi (HRÜ) Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hayoğlu, konuya ilişkin oldukça emek harcanarak hazırlanan mırranın günümüzde özünden uzaklaşmaya başladığını, tüketim oranının düştüğünü belirtti.
Mırranın asıl lezzetinin yapım aşamasındaki zahmetinden geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Hayoğlu, şunları kaydetti:
“Mırra sağlık üzerinde olumlu etkilere sahip. Uyarıcı etkiye sahip olduğu için dikkat toplamada ve konsantrasyon artırmada önemli bir görev üstleniyor. Aşırıya kaçmadan tüketilen mırra, baş ağrısına, selülite ve karaciğer hastalıklarına iyi geliyor. Mırranın, ayrıca uyarıcı, canlandırıcı ve yorgunluk giderici etkisinin yanında içiminin de verdiği farklı bir haz var.”

BÖLGE İNSANI VAZGEÇEMİYOR
Şanlıurfa'da son zamanlarda daha çok taziye ziyaretleri ve düğünlerde misafirlere ikram edilen, sıra gecelerinin vazgeçilmez içeceği “Mırra”, kentte en çok sevilen içecekler arasında yer alıyor.

Hazırlanışı oldukça zahmetli olan “Mırra”, kahve çekirdeklerinin iyice kavrulmasının ardından uzun süre dövülmesiyle toz haline getiriliyor. Daha sonra kaynatılan kahve, süzüldükten sonra tekrar kendine has cezvede kaynatılarak ikrama hazır hale geliyor.
Kaynak:http://www.haberturk.com/saglik/haber/819752-aci-kahvenin-bilinmeyen-faydasi

İşte balıkların en uyanığı!


İşte balıkların en uyanığı!Erkek Gupi (Lepistes) balıkları, karşı cinse daha çekici görünmek için çirkin arkadaşlarını kullanıyor.

İngiliz Kraliyet Bilim Topluluğu'nun yayımladığı makalede, erkek Gupi balıklarının, etraflarında dişiler olduğunda renkleri daha sönük hemcinsleriyle birlikte görünmeyi tercih ettiği belirtildi.

Tekrarlanan deney çerçevesinde kurulan bölmeli akvaryumun her iki bölmesine birer dişi Gupi balığı, birinci bölmeye iki parlak renkli ve çekici erkek Gupi balığı, diğerine soluk renkli Gupiler koyuldu.

Erkek bir Gupiye akvaryumun ortasında dişilerden herhangi birine yaklaşma şansı verildiğinde, en popüler dişinin soluk renkli Gupilerin bölmesindeki olduğu gözlendi. Erkek Gupilerin, zamanlarının yüzde 62'lik bölümünü bu bölmede geçirdiği görüldü.

Araştırmacılar ayrıca Gupi balığı ne kadar çirkinse, parlak renkli Gupilerin bulunduğu bölmede dolaşma olasılığının o kadar az olduğunu fark ettiler ve bunun nedenini de parlak renkli hemcinslerinin daha saldırgan olmasıyla açıkladılar.

Anayurdu Orta Amerika olan tatlı su balıkları Gupiler, lepistes olarak da biliniyor ve akvaryumlarda yetiştiriliyor.
Kaynak:http://ekonomi.haberturk.com/teknoloji/haber/819778-iste-baliklarin-en-uyanigi

Isınmayan ellerin sırrı çözüldü!

Erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülen, el ve ayakların sürekli üşümesinin nedeni 'kan damarlarındaki daralma' olduğu belirtildi.

Erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülen, el ve ayakların sürekli üşümesinin nedeni 'kan damarlarındaki daralma' olduğu belirtildi.

İngiliz internet sitesi Daily Mail'de yer alan habere göre kılcal damarların gerçekleştirdiği mikrosirkülasyon sayesinde deri sıcak kalıyor. Ancak vücut herhangi bir soğukla karşılaştığı anda, kılcal damarları adeta "kapatıyor" ve kalp, akciğer gibi yaşamsal iç organları ısıtmak için çalışmaya başlıyor.

Bu sürece tıpta 'kan damarlarındaki daralma' deniyor. Soğukta kaldığımızda kol ve bacaklara, dakikada ortalama 0.02 litre daha az kan pompalanıyor. Bu bazen 2 ya da üç litre de olabiliyor. Yani vücut sıcaklığını önemli ölçüde etkileyecek bir miktar. Soğuk havalarda el ve ayakların vücuttaki en soğuk yer olmasının hatta bazen morarmasının sebebinin de bu olduğu belirtiliyor.

11 Şubat 2013 Pazartesi

IROBOT

ırobot ile ilgili görsel sonucu


 
http://unutulmazfilmler.com/i-robot-ben-robot.html

Serbest kıyafet gözden geçirilecek

Serbest kıyafet gözden geçirilecek

Milli Eğitim Bakanlığı görevine getirilen Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, ilk ziyaretini yaptığı Eskişehir'de Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'i ve Eskişehir Valisi Kadir Koçdemir'i ziyaret etti. Valilikte gazetecilerin sorularını yanıtlayan Avcı, bugün 17 temel birimin yöneticisinden brifing alarak bakanlığın sorunlarını tespit edeceğini söyledi. Avcı, Serbest kıyafetle ilgili eleştiriler için de "O konuyu nispeten daha iyi biliyorum. Milli Eğitim bürokrasisiyle tekrar bir gözden geçireceğiz. Alınan kararları, karşı görüşleri gerekçeleriyle öğrendikten sonra, daha rahat karar verebilirim" dedi.

Kaynak:http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/01/28/serbest-kiyafet-gozden-gecirilecek

Yoğurdun Faydaları




YOĞURT KALSİYUM DEPOSUDUR

Kalsiyum, güçlü kemikler ve sağlıklı dişler için önemli. Vücut yeterli kalsiyum aldığında bu, doğrudan kemikler için kullanılıyor. Yoğurt kalsiyumun çok iyi bir kaynağı ama az yağlı olanları daha çok kalsiyum içeriyor. 1 kase tam yağlı yoğurtta kalsiyum oranı, 330 mg.’ken 1 kase light yoğurtta 350 mg.


GÜZELLİĞİNİZE GÜZELLİK KATIN

Güzellik için de çok önemli bir besin kaynağı olan yoğurdun cilde müthiş bir parlaklık kazandırdığını da belirtmek gerekir. Yörsan Beslenme ve Diyet Uzmanı Nilüfer Hakarayan’ın verdiği bilgilere göre; yoğurdun kas kütlesini koruyucu ve yağ yakımına yardımcı olması özelliği nedeniyle formda kalmaya yardımcı oluyor. Ayrıca yoğurt, doğal bir nefes kokusu ve diş taşı önleyicisidir. Ayrıca kilo vermek ve özellikle karın bölgesindeki fazla kilolardan kurtulmak isteyenler için de ideal bir besindir.

1. Yoğurt, bağırsaklarda bulunan tehlikeli ve zararlı mikropların yaşamasını engeller ve sindirimi kolaylaştırır. Vücutta kendi kendine sindirilen tek gıda yoğurttur.

2. Yoğurt tüberküloz hastalığına karşı doğal bir antibiyotik etkisi gösterir. Stres, alkol, kolalı ve karbonatlı içeceklerle zarar gören sindirim sistemini korur.

3. Akşam yenen bir kase yoğurt uykuya dalmayı kolaylaştırır.

4. İshali olanlarda yoğurt ve ayran iyileşmeyi hızlandırır.

5. Yoğurdun alerjik etkisi çok azdır.

6. Yapılan çalışmalar çok yoğurt yiyenlerin az yiyenlere göre daha uzun ömürlü ve daha sağlıklı yaşadıklarını göstermiştir.

7. Yoğurt, vitamin içerdiği için suyu süzülmeden yenmelidir. Süzme yoğurt B vitamininden fakirdir. Hangi yaşta olursanız olun, sağlıklı ya da hasta, her gün mutlaka 1 kase yoğurt yemeyi ihmal etmeyin. Böylece sağlıklı ve uzun ömürlü yaşayabilirsiniz.

10 Şubat 2013 Pazar

Güneş kasırgalarına hazır mısınız?



Güneş patlamalarının önceki yüzyıllardaki etkisi, insanlar tarafından pek hissedilmiyordu. Ancak teknolojik gelişmelerin peş peşe geldiği günümüzde bu patlamalar, insanların hayatını ciddi bir biçimde etkileyebilir. Kısa süreli hafıza kaybı, hava taşıtlarının kontrolünü kaybetmesi, trafik ışıklarının düzgün çalışmaması, bilgisayar ve GPS sistemlerinin bozulması, bu etkilerin küçük bir kısmı.

En son 1859 yılında meydana gelen güneş patlamasının yakın bir gelecekte yaşanması bekleniyor. Düzenli aralıklarla meydana gelmese de güneş kasırgasına karşı önlem almak, teknolojiye bağımlı olduğumuz bu dönemde daha elzem hale geldi.

Carrington olayı olarak bilinen son güneş patlaması esnasında herhangi bir uydu cihazının olmaması, oluşabilecek tehlikenin boyutlarını göremememize neden olabilir. İngiltere’de bu konu üzerine araştırmalarını sürdüren Royal Academi uzmanları, bu tehlikeye karşı önlemler alınmasının gerekliliğine vurgu yapıyor.

Surrey Üniversitesi’nde uzay mühendisi olan Keith Ryden, mikroçip bulunan cihazların bu patlamadan etkilenebileceğini söyledi. Hava taşıtlarını düşürecek kadar etkili bir olayın olmasını ilk aşamada beklemeyen Ryden, yine de hazırlıklı olmak gerektiğini belirtti.

Şu anda uzayda bulunan Advanced Composition Explorer adlı uydu, bu tür tehlikelere karşı 15 dakikada bir uyarı gönderiyor. Ancak uzmanlar, bu uyarı sisteminin güneş kasırgası esnasında devre dışı kalabileceğinden korkuyor.

Kaynak:http://www.zaman.com.tr/teknoloji_gunes-kasirgalarina-hazir-misiniz_2050984.html

Sami Yusuf - Forgotten Promises



SAMİ YUSUF

Sami Yusuf, onsekiz yaşındayken Londra Kraliyet Müzik Akademisi’nde bestecilik alanında çalışmalarını yürütmek için burs kazanmış müzisyen.
21.Temmuz 1980 tarihinde Tahran İran'da Azeri bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur. Müzisyen bir ailede yetişen Yusuf 3 yaşında iken Londra İngiltere'ye yerleşmiştir. Müzik hocalığını daha genç yaşlardan itibaren , bestekar ve müzisyen olan babası yapmıştır.Evlidir.Roehampton University tarafından fahri doktora ile onurlandırılmış bir müzisyendir.

Kaynak:http://tr.wikipedia.org/wiki/Sami_Yusuf

Gençler biriktiriyor, orta yaş harcıyor



'Yatırım Tercihleri Araştırması 2012' sonuçları açıklandı. Araştırma, tasarruf ve yatırımın gençler için ön planda olduğunu, 40-50 yaş arasındaki bireylerin ise daha çok hobileri olmak üzere harcama yapmayı tercih ettiklerini ortaya koyuyor.
Estima Araştırma ve Danışmanlık'ın araştırmasına katılanların yüzde 25'ini oluşturan 40-50 yaş aralığındaki kesimin tercihi; yatırım yapmak yerine harcamak oldu. Toplumda orta yaşı temsil eden bu kesimin harcama yapmayı tercih ettiği alanlar ise seramikten, resme, balıkçılıktan seyahate kadar, daha önce gerçekleştirmeye fırsat bulamadığı kişisel hobileri oldu. Araştırmaya katılan 40-50 yaş grubunun yüzde 80'den fazlası ailesi ile birlikte restoran harcamalarına ve gezmeye para ayırıyor. Sinemaya gitmek ve sportif aktiviteyi tercih edenlerin oranı ise yüzde 60 civarında.

VARLIKLI GENÇ SAYISI ARTIYOR

Yapı Kredi Kişisel Bankacılık Yatırım Tercihleri Araştırması sonuçları, bankalardan hizmet alan, varlıklı müşterilerin yaş ortalaması ise gittikçe gençleştiğini ortaya koyuyor. Buna göre araştırmada bulunan varlıklı müşteriler içinde 30-40 yaş grubunun oranı yüzde 40'tan yüzde 47'e çıktı. Bir üst yaş grubunun aksine parasını harcamak yerine yatırıma ayıran 30-40 yaş grubundaki müşterilerin en büyük yatırım aracı altın.

Varlıklı müşterilerin yaşının gençleştiğini ortaya koyan araştırmaya göre, varlıklı kesimin Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde yoğunlaştığı dikkat çekiyor. Araştırmaya göre, her üç Kişisel Bankacılık müşterisinin 1'i İstanbul'da bulunuyor.

Kaynak:http://www.zaman.com.tr/gundem_gencler-biriktiriyor-orta-yas-harciyor_2052065.html

Sami Yusuf - Salavat iLahi Orjinal Klibi - DuaDenizi.Com


Ülkemizde Müfredat



Tarihte iz bırakmış insanların okul hayatlarının(sanılanın aksine) çoğunlukla kötü olması,çoğu kişiye ilginç gelsede aslında gayet mantıklı.Zira klasik anlamda eğitim denilen süreç içinde,herkes aynı bilgiler üzerinde çalışıp,aynı soruların sorulduğu sınavlarda aynı cevapları vermeye zorlanır.Bunu yapmayan ya da yapmayı reddeden öğrencilerde başarısız sayılır.Bunun en kısa adı müfredattır.Bu şekilde çocukluktan itibaren yıllar boyunca yavaş yavaş tek tipleştirilen zihinlerin de gün gelip şaşırtıcı bir buluşa imza atmasını beklemek kuşkusuz akılcı değil.

Yıllar önce izlediğim bir belgeselde,Japonya'daki bir okulda öğrencilere  sınıftaki masa üzerinde bulunan çeşitli materyalleri kullanarak özel bir kutu yapmaları ödevi verilmişti.Hazırlanan bu kutuların içine konacak yumurtanın yaklaşık 2 metrelik bir yükseklikten bırakılınca kırılmaması gerekiyordu.Öğrenciler ders boyunca deneme yanılma yöntemi ile farklı malzemeleri kullanarak(ve pek çok yumurta kırarak) değişik kutular tasarladı.Kimi başardı,kimi başaramadı.Fakat lisedeyken izlediğim bu belgeselin beni üzdüğünü ve ağzımda buruk bir tat bıraktığını çok iyi hatırlıyorum.Bu arada belirteyim,belgeseldeki öğranciler sadece 8 yaşındaydı.

Şahsen ''kurbağaların sindirim sistemi ne işime yarayacak''argümanın hiçbir zaman desteklenmemiştir.Bazı bilgileri öğrenir bazılarınıda ezberlersiniz,bu çok doğal.Nitekim eğitim sisteminin bence asıl problemi;kurbağaların sindirim sistemini öğretmesi değil,bu gibi bilgilerin gerçek hayatımızda nasıl kullanacağımız bilgisini daha doğrusu becerini öğrencilere aktaramaması.Hatta daha ileri gideyim,böyle bir çabasının bile olmaması.Ülkemizdeki bitmek bilmeyen ''matematik sevmeme'' hastalığının sebebide buna dayanıyor.Bu yüzdendir ki,matematiğin karman çorman sayılar değil tamamen günlük hayatımızda kullanabileceğimiz mantık oyunlarından oluştuğunu çoğu kişi bilmiyor.

W.A Mozart ya da Fazıl Say gibi dahiere baktığımızda babalarının, eğitimleri üzerinde ciddi bir etkisi ve yönlendirilmesi olduğunu görüyoruz.Bu ay Erik Demaine'nin öyküsünü anlattığımız yazımızda da benzer durumu göreceksiniz.Eğitim tabii ki gerekli fakat ebeveyn desteği olmadan gerçekleşen bir eğitimin(zekamız ne kadar yüksek olursa olsun) bize farklı bakış açıları sunması malesef çok zor.

                                                                                                        Şahin EKŞİOĞLU
                                                                                                    Popular Science Dergisi

7 Şubat 2013 Perşembe

İlginç Olaylar



 Bursa'da manavda sivribiber kalmadığını öğrenen Sezer Kırbıyıklı (30), 'Bu nasıl manav?!' diyerek domatesleri kurşunladı. 22 OCAK

 Samsun'da otobüs durağı çalındı. 24 MART

 Erzurum'un Boşçakmak köylüleri, dört katlı apartman büyüklüğündeki kayayı, köylerine düşmesin diye halatla bağladı. 24 NİSAN

 Sivas'ta 732 yıllık tarihi bir mermer, kimliği meçhul 'meraklılar' tarafından, plastik olup olmadığının anlaşılması amacıyla kırıldı. 28 NİSAN

Samsun'da kumaş yeme alışkanlığı bulunan adam, dayanamayıp eşinin çeyizini de yiyince, boşanma davasıyla karşılaştı. 5 HAZİRAN

Savaş Ay, programına ünlü benzerlerini çıkardı, araya gerçek Ciguli'yi de soktu. Ciguli, benzerlik yarışmasında üçüncü oldu. 24 HAZİRAN

178 ALO - RTÜK hattına başvuran biri, Sütaş reklamında gol atan inek Ayraniç'in memelerinin görünmesinden şikâyetçi oldu. 16 TEMMUZ

Sanayi Bakanı Ali Coşkun, 'Bakar mısınız?' diye seslenen kadına yanıt verdi: "Senin gibi kadına şimdiye kadar kimse bakmadı mı?" 7 AĞUSTOS

6 Şubat 2013 Çarşamba

İslam



DİNDARLIĞIMIZ PRATİK HAYATA YANSIYOR MU?Bu soruyu her dışarı çıkışınızda her bir davranışınızda düşünmelisiniz.Her yönünüzle müslüman olduğun belli olmalı.Müslümanlığı kendi içinizde bütünleştirin.

İman çıplaktır, elbisesi takva, süsü utanmak, meyvesi ise ilimdir. Hadis-i Şerif

Sağlık



  • Coca Cola ve Pepsi tarafından üretilenler olmak üzere piyasadaki 19 farklı markaya ait meşrubat ürününü rastgele satın alarak laboratuvarda test etti.
Test sonuçları derginin Temmuz-Ağustos sayısında ‘İçtiğiniz ürünlerin içinde neler olduğunu biliyor musunuz?’ başlığıyla kapaktan duyuruldu. Testin en çarpıcı sonucu ise 19 markanın 10’unda çok düşük miktarda da olsa alkole rastlanması oldu.
"Suçu meyvelere attı"
Coca Cola Fransa ’da direktör olarak çalışan Michael Pepin, “Bazı meyve özleri alkol kalıntıları taşıyabiliyor. Araştırmada çıkan alkol Coca Cola’nın yapım sürecinde ortaya çıkıyor olabilir” dedi. Coca Cola’nın internet sitesinde ise Paris Camisi tarafından kendilerine ürünün Müslümanlarca tüketiminin uygun olduğuna ilişkin izin verildiği, tüm ülkelerde ürünlerinin alkolsüz içecek statüsünde kabul edildiği vurgulandı.

  • İzlemekte yarar var ->http://www.izlesene.com/video/coca-colanin-yapilisi/3099831
  • Videoyu izleyenler lütfen dışardan birşey alırken içindekilere bakmaya özen gösterin.Ben rengi kırmızı veye çilekli şeylere baktım ve içindekilerde karmin yazıyordu.Bundan sonra almamaya gayret gösterin.Bir kere içsem ne olur demeyin.O bir kere bin kereye dönüşebilir sadece bir kolayla.Bende çok seviyordum fakat bunları öğrenince yavaş yavaş kolayı hayatımdan silmeye başladım.

Tarih



  • Osmanlı sadece iki şehire bayrağını asmamıştır.Bunlar Mekke ve Medine'dir.Sebebi:Buraların koruyucusu ve hakimi bz değiliz Allah'tır.(Çamlica Vadisi 2011 sayı:58)

Dünya

Visordown Motorcycle News
  • Hollanda'da yolculukların %26'sı bisikletle yapılıyor.Yollarda bu kadar çok bisiklet olunca Hollandalı TNO firması da bisikletçilerin yaralanmasını önleyecek ve otomobilin dışına doğru açılacak bir hava yastığı geliştirmiş.(Popular Science sayı:10)
  • Bence Türkiye'de de otomobilin önüne hava yastığı konulmalı.Arabaların önüne atlayan birçok yayamız var sonuçta.
 
 
 

5 Şubat 2013 Salı

Psikoloji



Filmi ilk izlediğimde çok etkilenmiştim.Sanki büyü yapılmış bana ve yeniden doğmuş gibiydim.Herşeyi yapabilecek gücüm olduğuna inanıyordum.Bir sürü notlar aldım,dediklerini en ince ayrıntsına kadar yaptım.Bu düşüncelere ait pano bile yaptım.Ama bir yandan aklımı kurcalayan ''Kader'' kavramı vardı.Kader bütün olayların önceden ve değişmeyecek biçimde düzenlediğine inanılan ezeli takdirse ''The Secret'' ile kader ortadan kalkıyordu.Ben Allah'ın takdiri olan kaderimi seçmeliydim yoksa birkaç cahil insanları kandırmaya çalışan cahil insanların The Secret'inimı?

Filmin veye kitabın her tarafında''Çekim yasası'','' İyi düşün,hisset'',''Gelecek senin elinde'',''Neyi çok istersen,o gerçekleşir'',''Herşey senin elinde'',''Herşeye sahip olabilirsin'',''Neyi düşünürsen,onu çekersin''...

''Elindeki nimetlere şükret'' diyordular.Şükre çok önem verdiklerini gösteriyorlardı.Bizim gibi dinine bağlı insanlar şükre çok önem verdiklerini biliyorlardı.Bizi zayıf yönümüzden etkisiz hale getirip kandırmak istiyorlardı.Bu akımlar geleneğe ters düşmemeye ve tepki toplamamaya dikkat ederek yayılıyor.
Kabala öğretisinin temelinde, cifir ve gizeme dayalı şifreler vardır. Bu şifrelerle insan geleceği ve tabiat kontrol altına alınır ve insan böylelikle yaratıcı olur ve kaderi değiştirebilir bu inanışa göre. Yahudilik temelli Kabala gibi öğretilerin seküler dünyada dinden uzaklaştırılmış insanların yaşadığı manevi boşluğu fırsat bilip empoze edildiği açık. “
Böyle bir sır gerçekten varsa ve bu sırla herşeyi elde edebilecekseler neden bize bu sırrı açıklıyorlar?Onlar bizi mi düşünüyorlar?Bütün hazineleri bizimle mi paylaşmak istiyorlar?7

“Bu sırrı kullan,kader yoktur, Tanrı dediğin içinde, kaderini kendin belirle”...İşte bir tuzak daha.Bu düşünceye insanlar kanabilir fakat bence çok gülünesi.Tanrı herkesin içindeyse neden ölüyoruz?Tanrı ölür mü?Ölmeyi istemesek çekim yasasıyla çok düşünsek ölmezmiyiz?

Benim düşüncelerim bunlar.Sizde yeni birşey öğrenince bilginin doğruluğunu gerçekliğini düşünün.Çünkü onlar bizim düşünmemizi istemiyorlar ve bunun gayret sarf ediyorlar.Biz insanlar düşünebilen üstün yaratıklarız.Bize verilen bu nimeti en güzel şekilde kullanmalıyız.


Müzik

Beethoven portresi - 1820

Ludwig van Beethoven
Ludwig van Beethoven (d. 16 Aralık 1770 - ö. 26 Mart 1827), Alman klasik müzik bestecisi.
Ludwig van Beethoven Bonn’da 8 oğlu olan, fakat bunların hepsinin de kendisi gibi engelli olduğu bir ailenin çocuğudur. İlk müzik öğretmeni babasıdır. Alkolik bir müzisyen olan babasının Beethoven’a piyano eğitiminde çok sert ve acımasız davrandığı bilinir. Mutsuz bir çocukluk geçiren Beethoven, küçük yaşlarda ailesinin geçimine katkıda bulunmak için kilisede piyano çalarak çalışmaya başlamıştır.

1787 yılında Mozart'la çalışmak umuduyla Viyana'ya gitti. Mozart ile bir süre çalışma fırsatı bulsa da annesinin hastalığı nedeniyle Bonn'a döndü. 1792'de Viyana'ya geri döndüğünde Mozart'ın ölmüş olduğunu öğrendi.

1792 yılında Viyana’ya giden Beethoven klasik müziğin ünlü bestecisi Joseph Haydn’ın yanında çalışmaya başladı. Joseph Haydn kısa sürede Beethoven’ın üstün yeteneğini fark etti ve her konuda ona destek oldu. Beethoven, başlarda besteci olarak değil piyanist olarak adını duyurdu. Daha sonra yaptığı bestelerle klasik müziğin 19. yüzyılın sonuna kadar yaşayan tüm müzisyenlerini etkiledi.
Beethoven’ın dokuz senfonisi, beş piyano konçertosu, bir keman konçertosu, bir piyano, keman ve çello için üçlü konçerto, otuz iki piyano sonatı ve birçok oda müziği eseri bulunmaktadır. Sadece bir opera, Fidelio, bestelemiştir. İlk senfonisini 1800 yılında yapmıştır. 3. senfonisini, Eroica olarak da bilinir, Napolyon’a Avrupa’ya demokrasi getirdiği için adamıştır. Ancak daha sonra Napolyon kendini İmparator ilan ettiğinde bu adamayı geri almıştır. 9. senfoni ise en çok bilinen ve bugün Avrupa Birliği marşı da olan en çarpıcı senfonisidir.
Beethoven çok titiz çalışan bir müzisyendi. Müziği, ifade gücü ve teknik olarak çok üst seviyedeydi. Beethoven, Haydn ve Mozart’tan devraldığı prensipleri geliştirdi, daha uzun besteler yazdı ve daha tutkulu, dramatik eserler oluşturdu. Özellikle Op. 109 piyano sonatıyla Klasik müziğin Romantik Dönemini başlatmıştır.

Yaşamı boyunca sağlık problemleri çeken Beethoven 1801’de işitme problemleri yaşamaya başlamış ve 1817’de tamamen sağır olmuştur. Bu dönemden sonra sağırlığı müzik yaşamını hiçbir şekilde etkilememiştir. 9. senfoniyi sağırlık döneminde bestelemiştir.
1827 yılında 56 yaşındayken dünyaca tanınan bir besteci olarak ölmüştür ve cenazesine otuz bine yakın insan katılmıştır.

Besteleri çok güzel ve duygu barındırıyor.Yeteneğini sağırken bile fark ettirebiliyor.

Önerim:http://youtu.be/vQVeaIHWWck

Sağlık


zamzam ile ilgili görsel sonucu
Bin bir derde deva zemzem, kozmetik sektörünün de dikkatini çekti. Zemzemden nemlendirici el kremi üreten Ziraat Mühendisi Ertuğrul İlbay, zemzem sabunu ve şampuanı üzerinde çalıştıklarını söylüyor.
Her derde deva zemzemin içilmesi halindeki faydalarını bilmeyenimiz yok gibi. Diğer sulara göre çok daha az kükürt içeriyor. Oldukça besleyici, mideniz kazındığı anda içtiğinizde inanılmaz bir tokluk hissi oluşturuyor. İçeriğinde yoğun mineraller var. Ancak ya cilde sürülürse? Bu soru Ankaralı Ziraat Mühendisi Ertuğrul İlbay ve ekibinin de kafasına takılmış olacak ki zemzemin bilinmeyen bir kullanım alanını denediler. Zemzemden el ve yüze sürülmek üzere krem üreten İlbay, sınırlı sayıda piyasaya sürdüğü 'Agarta' adlı kreme ilginin yoğun olduğunu söylüyor.

 İki yıl boyunca zemzemi araştırdı
Yardımcı Doçent Doktor Ertuğrul İlbay, zemzemin hikmetinden oldum olası etkilendiğini anlatıyor. Bir hadis-i şerifte "ne niyetle içilirse ona şifa olacağı" buyrulan zemzem, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) raporlarına göre dünyadaki en içilebilir ve sağlıklı sulardan biri. Ayrıca yapılan test sonuçlarına göre dünyada içinde mikroorganizma ve bakteri bulundurmayan tek su. "Zemzem suyunun içildiğinde vücuda sağladığı faydalı özelliklerinden bahsedilen sayısız kaynak bulunuyor. Böyle faydalı özellikleri olan bir suyun sadece içilmesi değil cilt için dışarıdan kullanılmasının da faydalı olacağını düşündük." diyen İlbay'ı da zemzemi farklı alanlarda kullanma merakı sarmış. Ekibiyle birlikte iki yıl boyunca laboratuvar ortamında araştırmalara girişmiş. Zemzem kremi böylelikle ortaya çıkıvermiş.

Kaynak:http://www.zaman.com.tr/aile-saglik_zemzemden-krem-olur-mu_2047806.html

GÜNDEM



Darbe davalarını ‘gerekli bir süreç’ olarak değerlendiren Jagland ancak davaların Avrupa standartlarında yürütülmesinin çok önemli olduğuna, bu konuda endişelerin ortaya çıktığına işaret etti.

Mülakatta öne çıkan başlıklar şöyle:

TÜRKİYE’Yİ KAYBETMEK BÜYÜK HATA OLUR

Türkiye artık hem Avrupa’da hem de dünyada mühim bir oyuncu. AB reformları olmasaydı, Türkiye hem siyasi reformları hem de iktisadi büyümeyi gerçekleştiremezdi. Bugün artık Türkiye’nin ekonomik gücü de hesaba katılmalı.

Müslümanın vatanı, alnını secdeye koyduğu yerdir. Necip Fazıl Kısakürek

Kaynak:http://www.zaman.com.tr/dis-haberler_ab-turkiyeyi-kaybederse-buyuk-hata-olur_2047155.html

KİTAP ÖNERİLERİ


EFENDİMİZ-RESIT HAYLAMAZ:Bilinçli bir genç olmamız için Allah'ın Resül'ünun hayatını çok iyi kavramamız gerekli.O'nun davranışları örnek ve Kur'an'ı yansıtıyor.Bu yüzden O'nun davranışlarını örnek alırsak bizde bir nebze O'nun gibi bir kul olabiliriz.